ANKARAM

ANKARA GÖLBAŞI

Gölbaşı ve çevresinin özellikle Tunç Devrinde yerleşim alanı olmaya başladığı, Hititler, Frigler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Selçuklu ve Osmanlılar döneminde de bu özelliğini devam ettirdiği Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce Gölbaşı çevresinin çeşitli bölgelerinde yapılan kazı çalışmaları, inceleme ve araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.

Gölbaşı’nın ilçe olması ise çok eskilere dayanmaz.Gölbaşı daha önce Örencik Köyüne bağlı Gölhanı adı ile anılan bir mahalle iken 1923 yılında, buraya Oğulbey Köyündeki Bucak Müdürlüğü ile Jandarma Karakolunun taşınması ile Gölbaşı Nahiyesi adını aldı. 1936 yılında ise ilçe olan Çankaya’ya bağlandı. 1955 yılında E-5 Devlet Karayolunun bu bölgeden geçmesi ile Gölbaşı’nın nüfus artışı ve gelişmesi hızlandı. 1965 yılında da Gölbaşı Belediye teşkilatı kuruldu. 29.11.1983 gün ve 2963 sayılı Kanun ile de Gölbaşı ilçe oldu. 22.10.1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 2872 sayılı Cevre Kanununun 9 uncu maddesine dayanılarak “Gölbaşı İlçesi Özel Cevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edildi. 1991 yılında da Gölbaşı Belediyesi Büyükşehir Belediyesi sınırları içine alındı.

Bugün Gölbaşı ilçesi Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde, 86,475 nüfusu ve 1300 km2 ‘lik yüzölçümüyle devamlı gelişen ve büyüyen bir ilçe konumundadır.


KOCATEPE CAMİİ
 

Kocatepe Camii, Ankara'nın Kocatepe semtinde 1967'de inşaatına başlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1987'de inşaatı tamamlanan cami. [2]

Kocatepe Camii için açılan yarışmayı Mimar Vedat Dalokay'ın hazırladığı proje kazanmış[3] ve bu projeye göre caminin temeli atılmış fakat "fazla modern" bulunduğu için bu projeden vazgeçilmiştir.[4] Bunun yerine 1967 yılında Hüsrev Tayla ve Fatin Uluengin'in çizdiği projeye göre caminin temeli yeniden atıldı. Bu proje, Mimar Sinan tarzını taklit etmesi nedeniyle eleştirildi.[4] Dalokay'ın projesi bazı değişikliklerle Pakistan'daki Faysal Camii'nde uygulandı.

Kocatepe Camii'nden bir görünüm

Kocatepe Camiinin inşaatı çok uzun sürdü. 1981'de caminin inşaatını ve mal varlığını Türkiye Diyanet Vakfı devraldı. Bu tarihten sonra inşaat çalışmaları hızlanan Kocatepe Camii 1987'de dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından ibadete açıldı.

4500 m² 'lik bir alan üzerinde inşa edilen caminin alt kısmında konferans salonu, kütüphane, otopark, ticarethane ve idari birimler bulunmaktadır.

Mimar Sinan'ın geliştirdiği mimari üsluba bağlı kalınarak inşa edilen Kocatepe Camii'nin ana mekânı 4 fil ayağı üzerine oturan bir merkezi kubbe ile dört yarım kubbeden oluşur. Caminin 88 m uzunluğunda 4 minaresi vardır. [2] Minarelerin şerefelerine hem asansörle hem de merdivenle çıkılır. Camideki yazılar Hamit Aytaç ve Mahmut Öncü tarafından, konferans salonundaki yazılar ise Emin Barın tarafından yazılmıştır. Caminin halı desenleri Afyon Ulucamii'ndeki halı desenleri göz önüne alınarak hazırlanmıştır. Caminin avizeleri, mihrabı, minberi, kapıları, çinileri ve mermerleri özel olarak tasarlanmış ve ince bir işçilikle yapılmıştır. İç tezyinatta Klasik Osmanlı Mimarisi örnek alınmış, malzeme olarak çini, mermer, sarı maden, altın varak ve özel boyalar kullanılmıştır.


ANKARA'YA GENEL BAKIŞ


ESENBOĞA HAVALİMANI
1955`te Esenboğa Havaalanı`nın hizmete girmesine kadar Ankara`ya yolcu uçuşlarının inip kalktığı havaalanı ağırlıklı olarak Güvercinlik`tir. Güvercinlik Havaalanı Ankara`nın 10 km batısında yer alan ilk havaalanı ilk teknik bakım merkezi olmuştur. Ankara’da ilk uçuşlar; 1912 yılında ilk ticari havaalanı olarak Ankara Güvercinlik’te terminal olarak kullanılan tek çadırla hizmete girmiştir.

 

Ankara başkent olunca; yeni başkenti Avrupa’ya bağlanmasını teminen, 20 Mayıs 1933’de Hava Yolları Devlet İşletmesi kuruluncaya kadar, kayıtlarda tarifeli sefer yapan bazı yabancı şirketler olmuştur: İlk ticari hava hizmetine 14 Şubat 1924 tarihinde, İstanbul’dan Ankara’ya deneme amaçlı, ilk kez bir yolcu uçağı seferi yapılmıştır. Junkers F–13 tipi bir uçak, 4 yolcusu ile uçuşunu yaklaşık 3 saatte tamamlamış ve bugün Gazi Üniversitesinin yer aldığı Yenimahalle deki düz alana iniş yapmıştır. Sonrasında “Ankara Hava İstasyonu” olarak anılmaya başlanan bu alan 9 yıl boyunca kullanıldı.

 

Havayolları Devlet İşletmesi adıyla, başlangıçta Milli Müdafaa Vekâleti bünyesinde, 1933 yılında ilk ulusal havayolu kuruldu. 3 Şubat 1933’te Eskişehir-Ankara arasında ilk milli uçak seferi yapılmıştır.

 

1932 yılında Ankara ve İstanbul arasında hizmet verecek bir devlet havayolu şirketi kurmaya karar verildiğinde yeni havaalanı için Ankara’nın yaklaşık 25 Km batısında bulunan Etimesgut seçilmişti.1933 yılında küçük bir istasyon binası, bir hangar ve toprak bir iniş yeri inşa edilmişti. Etimesgut’tan ilk uçuş İstanbul’a Mayıs 1933 tarihinde gerçekleşmiştir.

 

Bu arada Güvercinlik Havaalanı yatırımları da devam ederek, başlangıçta birkaç çadırdan oluşan Ankara Güvercinlik havaalanına 1939 yılında sağlam bir pist, yeni tesisler, bakım hangarları kurulmuş ve aynı DHY faaliyetleri Etimesgut’tan Güvercinliğe nakledilerek Etimesgut Türk Hava Kuvvetleri hizmetine verilmiştir.

 

12 Şubat 1947’de Devlet Hava Yolları`nın ilk dış seferi Güvercinlik’ten kalkıp Atina`ya ulaşmıştır.

 

1947 yılında J.C. White ve Westinghouse Electric International Corporation ile Türk Hükümeti arasında, ülkenin ilk uluslararası havaalanı tesislerinin yer alacağı Yeşilköy havalimanı ve Esenboğa Havaalanı için anlaşma imzalanmıştır. Bu proje kapsamında Bayındırlık Bakanlığına bağlı olarak 1951 yılında Esenboğa Havalimanının inşaatına Westinghouse Electric International Company tarafından başlanılarak 1955 yılında ülkenin ikinci tam teçhizatlı uluslararası havalimanı olarak sivil hava ulaşımına açılmıştır.



KUĞULU PARK




 

Kuğulu parkın bulunduğu arazı, park olmadan önce içinden dere geçen kavaklık bir araziydi. Tunalı Hilmi Caddesi'ni de kapsayan Kavaklıdere semti, ismini bu dere ve kavak ağaçlarından alır.[2] Arazinin güney tarafında Polonya Sefaretinin bahçeleri, kuzeyinde ise Kavaklıdere Şarapları'nın sahibi Cenap And'ın 1955'de yaptırdığı Sevda ve Cenap And Evi vardı.[3][4] Kavaklıdere'den arta kalan gölet ve çevresi arazi 1958'de Ankara Belediyesi tarafından park haline getirilmiştir.[5]

1957'de Atatürk Bulvarı'nın genişletilmesi için Polonya Sefareti topraklarının bir kısmı alınmıştı, 1964'te Polonya'nın bu kaybını tazmin etmek için Sefaret topraklarına bitişik başka topraklar ve bu arada Kuğulu Park'ın bir kısmı sefarete verildi.[6]

Başta halktan fazla ilgi görmeyen park, Vedat Dalokay'ın belediye başkanlığı (1973-77) sırasında yeniden düzenlenince popüler bir yer oldu.[5] Parkın adı, kurulduğu yıllarda Viyana Belediyesi tarafından hediye edilen beyaz kuğulardan gelir.[7][5] Kuğulu parkın kuğularından üçü daha sonra Seymenler parkına nakledilmiştir.[8] Bu kuğular daha sonra değişik zamanlarda Kuğulu Park'a geri dönmek için uçarken yüksek binalara veya ağaçlara çarpma sonucu ölmüşlerdir.[8] Park'ta hâlen bulunan kara kuğular (Cygnus atratus) Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin hediyeleridir ve Pekin'den gelmişlerdir.[9]

Kuğulu Park Ankara'nın sevilen parklarındandır. 2007'de hizmete açılan ve parkın yanından geçen Kuğulu Altgeçidi inşaatı sırasında, parkın kaldırılacağı söylentileri üzerine 2006'da protesto gösterileri düzenlendi.[10][11] 2008 yılında, altgeçitin Kuğulu Park'taki bazı ağaçların kurumasına neden olduğu iddia edilmiştir.[12]
 

ŞİİRLER
 


Ankara

bir gece vaktiydi sana geldiğim
gecenin kalbinde tandın Ankara
mavi semasında mana bulduğum
zamanı deviren andın Ankara

şu harap gönlüme mührünü vurdun
gözlerime dalıp, elini verdin
anne şevkatiyle ruhumu sardın
ben kılınçtım,sende kındın Ankara

cananım olarak ben seni buldum
yüzüme güldükçe yeşerdim soldum
işte yokluğunun esiri oldum
bana hayat veren candın Ankara

sen düştün dilimde her bir sözümde
aşkın ateş olur yanar özümde
kim ne derse desin benim gözümde
zamana yayılan şandın Ankara

bekle beni zamandan borç alarak
geleceğim sana izin bularak
hatırada kaldın hırsız olarak
fıtratımı çalan sendin Ankara

Ankara...ayrıyız bahtımız kara
Ankara...hasretin içimde yara
ya al beni sana! cananın eyle
yada Ulus meydanında çek dara

ocak 2006-Ankara








Ömer Kara

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol